Gerçeklerle yüzleşen, elini taşın altına koyan, izleyicisine “hazırsan başlıyoruz” diyen filmler.
Festivalin açılış filmi Bye Bye ise adıyla bile ipucunu veriyor. Vedalar, başlangıçların habercisiyse, Cannes 2025 de tam yerinden başlamış olabilir.
Cannes Film Festivali 13-24 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek.
The Phoenician Scheme – Wes Anderson
Duygularla satranç oynuyor gibi. Du’ bakalım. Akdeniz kıyısında geçen hikaye, ne tam bir tatil, ne de tam bir yüzleşme. Aradaki boşlukları ise Anderson’un pastel renk tonları doldurmaya çabalıyor.
Eddington – Ari Aster
Bir western komedi gibi başlıyor. Gülümsemeyle tedirginlik aynı kareye sığmaya çalışıyor gibi. Joaquin Phoenix, Pedro Pascal ve Emma Stone bu karambolde başrolde.
Alpha – Julia Ducournau
Filmle ilgili okuduklarıma göre; ‘bedenin dili var, dinlemeyi bilen için’ denebilir. Yönetmen Ducournau sınırda geziyor ama bu kez daha içerden: bedenle zihnin, arzu ile korkunun kavgası.
Nouvelle Vague – Richard Linklater
Geçmişe sadece özlemle değil, hesap sormaya da giden bir film. Sinema tarihine bir aşk mektubu gibi dursa da, satır aralarında bir sürü soru bırakıyor. “Biz gerçekten neredeyiz?” diye.
Sentimental Value – Joachim Trier
Bir kutu anı, biraz sessizlik, bir de susarak söylenenler… Trier, hislerin tam ortasında dolaşıyor.
Jeunes Mères – Dardenne Kardeşler
Genç kadınlar, yalnızlıkla dayanışma arasında salınırken, sistemin kıyısında hayatta kalmaya çalışıyor. Kamera yakın, hikaye gerçek.
My Father’s Shadow – Akinola Davies Jr.
Kökler bazen bir sığınak, bazen zincir. Nijerya’dan gelen bu ilk seçki filmi, geçmişle bağ kurmanın hem acı hem iyileştirici tarafına odaklanıyor. Kültürel kodlarla kişisel hafıza arasında bir yolculuk.
The Mastermind – Kelly Reichardt
Sessizlik burada sadece bir tercih değil, bir silah. Soğukkanlı, sade ve kararlı bir film. Yönetmen Reichardt, büyük cümleler etmeden büyük şeyler söylüyor.
A Simple Accident – Jafar Panahi
Kazalar bazen bir başlangıçtır. Yönetmen Panahi yine küçük bir hikaye anlatıyor ama içinden koca bir ülke geçiyor. Alt metin yok; doğrudan metnin kendisi bir çığlık gibi sanki.
Eleanor the Great – Scarlett Johansson
İlk yönetmenlik denemesi, “sakin ama iddialı” kategorisinde. Kadın dayanışmasına dair bir anlatı, kabuğunu kırmaya çalışan karakterlerle.