Eleştirmenlere Göre 2020’nin En İyi Filmleri

Bu yazı 31 Ocak tarihinde güncellendi.

Evet! Geldik bir başka önemli konuya daha.

2020 boyunca izlediğim filmlerin çok azının 2020 yapımı çıkması yer yer şaşırttı. Ama bu en iyi filmler listesine / listelerine gömülmeyi de en çok yıl sonu + Oscar zamanı yapmayı sevdiğim için çok da tuhaf karşılamadım.

O yüzden aşağıdaki liste yıl bitmeden veya yeni yılın ilk haftalarında bitirmeye hazırlandığım filmlerden oluşuyor. (Güncelleme /31.01.2021: Evet, aşağıdaki filmlerden bazılarını izledim, notlarımı da yanlarına düştüm)

Bazı filmleri hala izlememiş olmama üzülmekle beraber, zararın neresinden dönülse kârdır bir yandan da. Listeye de genel olarak “2020’nin en iyi filmlerinden bazıları” diyeyim.

The Invisible Man

O kadar zamandır listemdeki… Bu yıl; türü çok sevmememe rağmen “Korku / Gerilim filmleri” klasörü açıp, içini doldurmamı sağlayacak yapımlarla dolu.

Başrolünde Elisabeth Moss’un yer aldığı The Invisible Man de onlardan biri. Kendisinden başka kimsenin göremediği biri tarafından takip edilen Cecilia’nın gerilim dolu hikayesi.

Shirley

Elisabeth Moss’u izlemeyi sevdiğim için iki farklı yapımla karşımızda olması, oldukça güzel.

Susan Scarf Merrell’in aynı adlı romanından uyarlanan filmde; ünlü bir korku yazarı, kocasıyla birlikte yaşadığı evlerine genç bir çifti kabul ettikten sonra yeni kitabı için onlardan ilham almaya başlar.

Another Round

Canlı ve büyüleyici bir içki referandumu olarak tanımlanan bir film. Another Round, Mads Mikkelsen’in performansı ile daha yayınlanmaya başlamadan odak noktası olmuştu. Heyecanla izleyeceğim günü (?) bekliyorum.

The Assistant

Güçlü bir yönetici yardımcısının hayatındaki bir güne “yakıcı” bakış. Weinstein skandalının ve MeToo hareketinin kalbindeki asimetrik istihdam gücü yapısını doğrudan ele alan bir dram hikayesi.

Palm Springs

Andy Samberg ve Cristin Milioti ikilisi; zaman döngüsüne takılan “talihsiz çift” rolünde yan yana ne güzel duruyorlar. Enerjilerini çok sevdim. Bu filmi sevdiyseniz, Andy Samberg’in başrolünde yer aldığı ve bu aralar Netflix’te olan “Celeste And Jesse Forever”i da izlemenizi tavsiye ederim.

Never Rarely Sometimes Always

Pennsylvania kırsalında yaşayan Autumn, istenmeyen bir hamilelikten sonra tıbbi yardım almak için New York’a yola çıkar. Sert, dram, gerçekçi… Kendini ruhen düşük bir enerjide hissediyorsanız, izlemeyi biraz erteleyebilirsiniz. İnsan üzerindeki etkisi çok güçlü zaar.

Mangrove

Yazar-yönetmen Steve McQuuen tarafından hayata geçirilen Small Axe ismindeki film serisinde yer alan “Mangrove”, yılın öne çıkanlarından oldu.

Ma Rainey’s Black Bottom | Netflix

Bu filmi izledim, sevdim evet ama çok fazla tiyatro izliyorum duygusu verdi. Konsantremi hep yüksek seviyede tutmakta zorlandım. August Wilson’ın yazdığı tiyatro oyunundan uyarlanan filmde Viola Davis, Blues’un Annesi olarak anılan Ma Rainey karakterini canlandırıyor.

Mank | Netflix

Seni izlemek için zamanda biraz öteleme yaptım ama doğru an gelecek, inanıyorum. David Fincher’ın yönettiği filmin başrolünde ise Gary Oldman, Lily Collins, Amanda Seyfried yer alıyor. Gary Oldman’ın canlandırdığı Yurttaş Kane’nin ortak yazarı Herman J Mankiewicz’i konu alan film, endüstriye de yakın mercek tutuyor.

Soul

“Ufff, bu film için de çok heyecanlıyım” yazmıştım ki, izledim. İzlememim üzerinden günler bile geçti. O ilk güçlü etki yerini; gerçekçi New York sokaklarının güzelliğine, müziklerin enerjisine bıraktı. Şimdi düşündükçe sonu daha farklı olabilirdi ve süre biraz daha kısa tutulabilirdi diye düşünüyorum.

Up ve Inside Out gibi şahane animasyonu yöneten Pete Docter, bu animasyonda da kameranın arkasında. Müziğe olan tutkusunu yitiren bir müzisyen, kendini birden; yeni ruhların, kişiliklerini, dünyaya gelmeden önce kendilerine özgü huylarını ve ilgi alanlarını edindikleri fantastik bir yerde bulur.

Wolfwalkers

Wolfwalkers, yılın parlayanlarından olarak gösteriliyor. The Secret of Kells ve Song of the Sea’nin arkasındaki ekip tarafından yaratılan bir İrlanda halk masalı. Bir avcı olan babasıyla İrlanda’ya seyahat eden Robyn Goodfellowe adında küçük bir İngiliz kızın hikayesini anlatıyor.

Da 5 Bloods | Netflix

Spike Lee’nin yazdığı + yönettiği film, çok fazla konuşulmadan alttan alttan gelip, 2020’nin en iyileri listelerine yerleşti. Da 5 Bloods, ABD hükümetinin Vietnam gazilerine muamelesinden başlayarak, travmatik kalıntılarla yaşamaya terk edilen sayısız meseleyi ele alıyor.

The Forty-Year-Old Version | Netflix

Ahhh! Karakterlerle birlikte zamanın içinde akmaya bayılıyorum. Oyun yazarı Radha Blank, bu yıl Sundance Film Festivali’nde prömiyeri yapılan ve ona yönetmenlik ödülü kazandıran The Forty-Year-Old Version ile kesinlikle şahane.

Filmin başrolünde de yer alan Blank, hayal kırıklığına uğramış bir oyun yazarı ve 40 yaşının onu köşeye sıkıştırdığını hisseden duygularla boğuşuyor.

Nomadland

Ne desem! Jessica Bruder’in 2017 yılında yayınlanan aynı adlı kitabından uyarlanan Nomadland, bir yol hikayesini anlatıyor. Senaryo ekibinde de yer alan Chloe Zhao, yönetmen koltuğunda da oturuyor. Başrolde ise Frances McDormand olması zaten anahtar kelimelere bakıp, “izleyin” hissini hücrelere yüklüyor.

Minari

Sundance Film Festivali’nde adından söz ettiren bir başka yapım ise Minari. Festivalde Jüri Büyük Ödülü’nü ve Seyirci Ödülü’nü alan film, izlediklerimden oldu. Filmin atmosferini ve anlatım şeklini sevdim. Minari, hem Koreli Amerikalı bir çocuğun gözünden görülen bir aile draması hem de Amerika’nın kalbindeki sevgi ve kaybın hareketli bir hikayesi gibi özetlenebilir.

 First Cow

Yönetmen Kelly Reichardt’ın First Cow’ı, Oregon’da, Columbia Nehri yakınlarında 19. yüzyıldan kalma bir sınır yerleşim bölgesinde geçiyor.

Dick Johnson Is Dead | Netflix

Kirsten Johnson, demans teşhisi konulduktan sonra, babasıyla, Dick Johnson ile çekime başlıyor. Önündeki yolu daha katlanılabilir hale getirmenin tek yolu, ölümünün ve öbür hayatının nasıl olacağını hayal etmek için onunla işbirliği yapmak.

Martin Eden

Bir Jack London uyarlaması olan film, Pietro Marcello’nun yönettiği film, modern ve çarpıcı bir uyarlama kesinlikle. Filmde kullanılan müziklerin, renklerin, detayların etkisiyle zihnen atmosfer değiştirmemek çok mümkün değil.

Sylvie’s Love

Prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan Sylvie’s Love, Amazon Prime’da gösterimde olduğu için hemen izleme listelerimde üst sıralara çıktı. 1950’lilerde geçtiği için de pozitif ayrımcılık yaptım tabii. Romantik bir aşk hikayesi ama dram yanı birazcık daha güçlü.

Promising Young Woman

Carey Mulligan, güçlü bir perfomans sergiliyor o cepte, hikayenin çıkış noktası da kalpten vuruyor zaten o da cepte. Killing Eve’in yazarlarından Emerald Fennell tarafından çekilen film (ilk yönetmenlik denemesi) toksik erkekliği yıkmaya çalışan bir kadın karakterin komedi-dram türündeki hikayesi.

Filmde, iki farklı hikaye anlatılıyor gibi geldi bazen. Konu; yer yere hem tek bir şeye indirgeniyor gibi gelirken, kimi yerde de dallanıp budaklanacakmış mı hissettirdi. İntikam ateşinin yanmasında haksız olduğunu söylemek mümkün değil elbette!

Be the first to comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir