Yazı Şubat 2024’de güncellendi.
İçerisinde komedi dozu olan romantik filmlere de bayılıyorum ama ilişkinin çeşitli evrelerine şahit olduğumuz ve biraz da üzerine düşündüğümüz aşk filmlerine de olan zaafım ayrı.
Genel olarak; acıklı, üzücü, kalp kıran aşk filmleri başlıkları altında kendine yer bulan bu filmler bence tam olarak öyle değil. Çoğu ilişkinin içinde barındırdığı şeyleri hatırlattığı için “gerçekler acıdır / acıtır” sınıfında galiba. Aşağıya, ağlamaya müsait olan filmler haricinde (aralara birkaç tane ağlamalı da sıkıştırdım), sevdiğim ilişki filmlerini yazdım. Liste daha uzayabilir tabii…
Marriage Story (2019) | Netflix
Ooo uzun diyaloglar, sohbetler, “bunu konuşarak çözebiliriz” inancı… En sevdiklerimden. Bir boşanma sürecinde gezinmek, izlerken o ilişkinin acı+tatlı anlarına şahit olmak ve asla bir daha uygulayamayacağın dersler çıkarmak. Noah Baumbach tarafından çekilen filmin başrolünde Scarlett Johansson ve Adam Driver yer alıyor.
Malcolm & Marie (2021) | Netflix
Tek mekan, tek bir gün ve bir adet çift. Gece başlıyorlar işte konuşarak çözme girişimine sonrasında olaylar konular mevzular. Filmin iki adet oyuncusu var ve onların uyumunu / enerjilerini çok sevdim. Zendaya ve John David Washington sözüm size. İkisinin de ayrı ayrı “üff, şu sahnede o çok iyiydi” dediğim yerler mevcut.
Like Crazy (2011)
Yeri bende ayrı olanlardan. Tam olarak bu başlığın karşılığı gibi bir şey. Acı, tatlı ve derin bir şey anlatılıyor. İlişkiyi hassasiyetle anlatan “Like Crazy”, genç bir aşkı o kadar özel bir şekilde anlatıyor ki… Anton Yelchin ve Felicity Jones, Los Angeles’ta okuyan üniversite öğrencileri olan Jacob ve Anna’yı canlandırıyor. Tanışma anlarından itibaren ortak olduğumuz ilişkiye, yıllar içerisinde bizde onlarla oradan oraya yol alıyoruz.
Jacob ve Anna, kaçınılmaz olana karşı asil bir şekilde mücadele ediyor; uzak ilişkiye!
The Worst Person in the World (2021) / BluTV’de
Nazik, tutkulu, romantik, iyimser… Julie, hayatında çalkantılı bir dönemde. Bu, hayatında çok önemli olabilecek bir aşamadan korkan birinin destansı, iç çatışmalı, dışa vurumlu, uyumuş bir hikayesi. Julie’ya hayat veren Renate Reinsve, performansıyla Cannes’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı. Filmin diğer yıldız oyuncusu Anders Danielsen Lie ise izlemeye hiç doyamadıklarımdan. Kendisi, 2021 yapımı Bergman Island filminde de şahane!
Bergman Island (2021) / BluTV’de
Başrollerini Vicky Krieps, Tim Roth, Mia Wasikowska ve Anders Danielsen Lie’nin paylaştığı film, görüntü ve hikaye anlatımıyla izlemekten keyif aldığım filmlerden oldu. Yönetmen Mia Hansen-Løve’ın yaptığı her şey şahane olacak herhalde. Bergman Island, yönetmen için ilham almanın ne anlama geldiğini inceleyen sahnelerle dolu olurken, zaman zaman da dokunaklı anlarla şahane bir görsellik sunuyor.
Celeste And Jesse Forever (2012)
Ah, çok sevdiklerimden! Özünde kalp kırıklığı yatabilir ama gülümsetiyor bir yandan da ve ilişkinin evrelerinde insanı gezdirip duruyor. Boşanma süreci / kararı ile uğraşan ve bırakmayı öğrenmeye çalışan sıra dışı bu çifte sevgilerimi yolluyorum. Başrollerinde Rashida Jones ve Andy Samberg yer alıyor. Jones aynı zamanda yaratıcı ekip tarafında.
Obvious Child (2014)
Listedeki keyif oranı yüksek filmlerden. Obvious Child için dürüst romantik komedi denebilir. Obvious Child’da Jenny Slate’in canlandırdığı Donna karakteri, Max adında bir adamla tek gecelik bir ilişki yaşar ve hamile kalır. Şimdi yüzleşmesi gereken gerçekler, ilişki kavramının nasıl bir şey olduğu gibi konular su üstüne çıkar.
Revolutionary Road (2008)
Acı verecek kadar gerçekçi olan filmlerden! Frank (Leonardo DiCaprio) ve April Wheeler’ın (Kate Winslet) hikayesi, dışarıdan bakıldığında, mükemmel görünüyor, arkadaşları herhangi bir sorunları olduğunu asla düşünmüyor ama aslında bir dizi engelle karşı karşıyalar. Meselelerini çözmek için devamlı mücadele ederken dışarıdan da mükemmel görünmek tam olarak hayatta karşılığı olan bir şey.
500 Days Of Summer (2009)
Hepimiz Tom ve Summer’ın sonsuz aşkla yaşamalarını diliyoruz ama konular nasıl gelişiyor, izleyip görmek lazım! Sevdiğimiz insanların bizi sevmemesi berbat olsa da, bunun dünyanın sona erdiği anlamına gelmediğini bilmek güzel.
Silver Linings Playbook (2012)
Bu romantik komedi ve ciddi dram kombinasyonunda; Pat (Bradley Cooper) ve Tiffany (Jennifer Lawrence), ikisi de oldukça zor zamanlardan geçerken tanışırlar. Özel hayatlarında ayrı ayrı yaşadıkları sorunlarla mücadele, onları daha da yakınlaştırır. Bir ilişkinin sorunsuz gitmeyişinin tamamen normal bir şey olduğunu anladığımız filmlerden.
My Best Friend’s Wedding (1997) / BluTV’de
Azıcık da gülümseme! Sevdiğimize sevdiğimizi söyleyelim. Julia Roberts’ın sahip olamayacağını isteyen bir kadın karakteri canlandırması, oldukça ilginç bir deneyim. Roberts, yanlış kişiye aşık olmanın göründüğü kadar zor olduğuna bizi ikna ediyor. Güldürürken düşündürüyor.
Two For the Road (1967)
Hem yol filmi hem de yıllara yayılan bir ilişki filmi. Evli bir çifti Güney Fransa’ya yaptıkları bir yolculuk sırasında 12 yıllık ilişkilerini incelerken seyrediyoruz. Film aşkı; bir anda ateşlenebilen ancak zamanla kaybolabilen dinamik bir duygu olarak tasvir ediyor. Audrey Hepburn ve Albert Finney başrolde.
The Before series
“Zaman bir aksın bakalım” denir ya hani, işte bu üç filmden oluşan seriyi izleyince zaman ne yapmış ne yapmamış görebiliyoruz. Ethan Hawke ve Julie Delpy’nin şahane kimyasını izlemek her zaman için seyir zevkini yükselten noktalardan. Jesse ve Céline; Almanya’da (Before Sunrise), Fransa’da (Before Sunset) ve Yunanistan’da (Before Midnight) buluşsun ve tartışmaları ne kadar ileri giderse gitsin, bu iki karakter ekranda her zaman çizgileri çok belirgin şekilde hikayelerine devam eder. Hollywood filmlerinde çoğaltılan samimi bir sohbetin, bu seride ayarlanmış dozunu izlemek, üç filmi daha da zamansızlaştırıyor.
La La Land (2016) | BluTV’de
Ryan Gosling ve Emma Stone ikilisinin ekrandaki uyumu filmin enerjisinde önemli bir role sahip elbette. Los Angeles’ta kendi kariyerlerinde ilerlemeye çalışan bir piyanist ve bir aktris, birbirlerine aşık olurlar ve zamana yayılan ilişkileri de başlamış olur.
Manhattan (1979) / Amazon Prime’da
Aslında genel olarak Woody Allen filmleri başlığı da açılabilir ama en sevdiklerimden birini ekliyorum. Manhattan!
Manhattan’ı filmin içinde bir karakter olarak konumlandıran sahneler elbette ki, o diyaloglarla birlikte daha da güzelleşiyor. Genç bir kızla çıkan boşanmış bir televizyon yazarının hayatı, en yakın arkadaşının sevgilisine olunca daha da karmaşıklaşır.
Blue Jay / Netflix
Ergenlik çağındaki siz ile yetişkin haliniz arasındaki farklar tam bir zıtlık taşıyorsa? Peki bu yüzden yaptığınız seçimlerden pişman olur musunuz? Hayatınızı değiştirir miydiniz?
Blue Jay, anılar arasında nazik ve gerçek bir yolculuk yapıyor.
Past Lives
Kaybolan aşkların, çocukluk aşklarının ve değişen kimliklerin bir hikayesi
Yönetmen Celine Song’un yıllar sonra hayatları yeniden iç içe geçen iki kişiyi konu alan ilk uzun metrajlı filmi hassas ve sofistike, aynı zamanda yalın ve doğrudan.
Blue Valentine / BluTV’de
Ryan Gosling ve Michelle Williams, evlilikleri çatırdayan bir çifti canlandırıyor. Toksik bir evliliğin kasvetli, acı verici bir portresi; çoğu zaman dokunaklı!
Mon Roi
Ay, bu film çok yorucu! Gerçi yukarıdakilerden çoğu böyle.
Geçmiş bir aşaı ve ihanetlerle dolu yaralı bir kalbe şahit oluyoruz.