Feud: Capote vs. The Swans Dizisindeki Gerçek Kişilerin Hayatı

Haber yayını IndieWire diyor ki; Truman Capote Amerika’nın Prenses Diana’sıdır.

Müthiş bir tanım!

“Her iki karakterde de, iki sevilen figürün skandallarla dolu, trajediyle renklendirilmiş sonlarına takıntılı kalıyoruz.” bakış açısından yola çıkarak bu benzeteyi yapıyor.

Captote’un ölümünün üzerinden 40 yılı aşkın bir süre geçti (alkol tüketimine bağlı karaciğer yetmezliği olarak kayıtlara geçti). Arka arkaya çekilen filmlerde onun hayatının ele alınmasının üzerinden yaklaşık 20 yıl geçtiğine inanmak çok zor.

Philip Seymour Hoffman’ın Capote oluşunu hatırlamak bile tüylerimi diken diken ediyor. Bir de 2006 yapımı Infamous filmi var. Meraklısına tavsiye ederim.

Ve şimdi de Ryan Murphy’nin antoloji dizisi “Feud”un ikinci sezonu olarak çekilen “Capote vs. The Swans” karşımızda.

Feud: Capote vs. The Swans Dizisinin Konusu

Capote’nin hayatını anlatan iki film, başyapıtı “Soğukkanlılıkla”nın araştırılmasına ve yazılmasına odaklanırken, “Feud: Capote vs. The Swans”, onun bu başarının ardından yayınladığı çalışmaya odaklanıyor.

Capote, sofistike kadın arkadaşlarından oluşan çevresinin sosyal ve özel yaşamlarında merkezi bir figür haline geldikten sonra, Esquire dergisinde onların en müstehcen sırlarının ince örtülü, kurgulanmış bir anlatımını yayınladı. 1975 tarihli “La Côte Basque, 1965” öyküsü, Capote’nin son romanı Kabul Edilmiş Dualar’dan bir alıntıydı; bu roman, ancak 1984’te alkolizme bağlı komplikasyonlar nedeniyle ölümünden sonra yayımlandı.

Yazının başlığı, kadın arkadaşlarının sıklıkla gittiği West 55th Street Fransız restoranına gönderme yapıyordu. Şarap ve sigara içip sohbet etmek, dedikodu yapmak ve Amerikan toplumunun en güçlü adamlarından bazılarıyla olan evlilikleri hakkında dertleşmek için bir araya geliyorlardı.

Hikayeler bir skandal niteliğindeydi; bunun etkisi hızlı ve net oldu: Capote, bazen sevdiği, bazen de hiciv ettiği yüksek sosyeteden uzaklaştırıldı. Eğer arkadaşlarının kirli çamaşırların kamuya açıklanmasına dayanabileceğini sanıyorsa tamamen yanılıyordu. Kuğuları adını verdiği göz kamaştırıcı, zengin kadınların çoğu ona sırtını döndü; en yakın arkadaşı Babe Paley ile bir daha asla konuşmayacaktı.

Yazdığı kısa öykü, Capote’nin kadınlarla ilişkisini şiddetle parçaladı ve Ryan Murphy’nin yeni antoloji sezonunun kapsadığı “kan davası” ile sonuçlandı. Her ne kadar Tiffany’de Kahvaltı’nın yazarı onların gözüne girmeye çalışsa da -özellikle de en sevdiği kuğu Babe Paley’i özlemişti- onlarla bir daha hiçbir zaman uzlaşamadı ve bu da sonuçta onun uzun ve yavaş düşüşüne katkıda bulundu.

Gus Van Sant’ın yönettiği Feud, Laurence Leamer’in 2021 tarihli Capote’s Women: A True Story of Love, Betrayal, and a Swan Song For an Era adlı kitabına dayanıyor.

Sekiz bölümden oluşan dizinin özgür dolaştığı alanlar olsa da, ana karakterlerin hepsi gerçek insanlar.

Capote rolünde Tom Hollander, Babe Paley rolünde Naomi Watts, Slim Keith rolünde Diane Lane ve Lee Radziwill rolünde Calista Flockhart’ın yer aldığı gösterişli mini dizide artık Capote’nin saltanatının sonu ve WASP (Beyaz Anglo-Sakson Protestan ) kültürü yeniden hayat buluyor.

“La Cote Basque, 1965” sonrasında Capote’nin hızlı düşüşünü izleyen, koruyan veya destekleyen kadınların (ve erkeklerin) kim olduğunu aşağıda toparlamaya çalıştım.

Feud: Capote vs. The Swans Dizisi Ne Zaman Başlıyor?

“Feud: Capote vs. The Swans”, 31 Ocak’ta FX’te iki bölümle prömiyer yapacak. Yeni bölümler, 13 Mart’taki finaline kadar her çarşamba yayınlanacak.

Feud: Capote vs. The Swans Dizisindeki Gerçek Kişiler

“Dram ve acı bu kadınların çoğu için yeni değildi”

Truman Capote (Tom Hollander)

Feud: Capote vs. The Swans‘ın da gösterdiği gibi Truman Capote’nin hayatının son yılları bağımlılık ve yalnızlıkla doluydu. “Soğukkanlılıkla” ve “Tiffany’de Kahvaltı”nın yazarı, popüler kültürü etkilemeye devam ediyor. Amerika’nın “Remembrance of Things Past” (Geçmişteki Şeylerin Hatırlanması) olacağını iddia ettiği kitaptan bir bölüm yayınladığında, ihanete uğrayan güvenlerinin şoku, New York toplumundan ve en yakın arkadaşları olarak gördüğü kadınlardan dışlanmasına yol açtı.

Babe Paley (Naomi Watts)

Babe Paley, yaşadığı dönemin ihtişamının özetiydi ve öyle olmaya da devam ediyor. 1958’de Uluslararası En İyi Giyinenler Listesi Onur Listesi’ne giren onun zahmetsiz şıklığı, bir stil çılgınlığına yol açan; çantasına doğaçlama bir şekilde eşarp bağlamasına kadar birçok kadın tarafından durmaksızın kopyalandı.

Kusursuz bir şekilde giyinip şekillendirilen kadının aşılmaz cazibesi, Bill Paley’le olan sadakatsizliklerle dolu mutsuz evliliğini gizledi. Capote’yle olan arkadaşlığı ona birçok açıdan soluklanma olanağı sağladı; Capote’nin belirttiği gibi, “Babe Paley’in tek bir hatası vardı. Mükemmeldi.”

Ancak Capote, Bill Paley’in işlerinden biriyle ilgili bir anekdot içeren alıntı yayınladıktan sonra Babe, başka bir söz söylemeden onla iletişimi kesti. Ölene kadar da bir daha hiç konuşmadılar.

Slim Keith (Diane Lane)

Slim Keith, Lauren Bacall’ı keşfeden ve onu, “To Have And Have Not” filminde Bacall’a rol veren ve neredeyse tüm karakterini şekillendiren kocası Howard Hawks’ın dikkatine sunan kadın olarak tanınıyor olabilir.

Bu evliliğin sona ermesinin ardından Keith, önce Broadway yapımcısı Leland Hayward ve ardından bankacı Kenneth Keith ile iki kez daha evlendi. Keith’in Capote ile olan dostluğu ise onun hakkında Leydi Ina Coolbirth adıyla yazdığında sona erdi. Onunla bir daha hiç konuşmadı ama George Plimpton’un mutlaka okunması gereken biyografisi “Truman Capote: In Which Various Friends, Enemies, Acquaintances and Detractors Recall His Turbulent Career” adlı kitabında ilişkileri hakkında bazı ilginç bilgiler verdi.

C.Z. Guest (Chloe Sevigny)

Onun havalı sarışın asil güzelliğini yakalayan Slim Aarons fotoğraflarıyla kayıtlara geçen (Capote bir zamanlar onu “beyaz mükemmellik” olarak tanımlamıştı), C.Z. Guest, Capote’yle iletişim halinde kalan tek kuğudan biriydi; çünkü “La Côte Basque”ta anlatılan masallardan da çoğunlukla zarar görmemişti.

Ancak bu soğukkanlı tavrının devam etmesinin arkasında; Diego Rivera tarafından yapılmış devasa bir çıplak portresinin ve daha sonra Studio 54’te Capote ile dans eden unutulmaz fotoğraflarını içeren bir geçmişi olduğu söyleniyor.

Lee Radziwill (Calista Flockhart)

Lee Radziwill, Truman Capote’nin arkadaşları olarak gördüğü sosyete kuğularının en tanınmışı olabilir. Bir zamanlar Jackie O’nun kız kardeşi olarak bilinen (ki bu çok sinir bozucuydu), bugün “The Real Housewives of New York City” mezunu Carole Radziwill’in kayınvalidesi olarak biliniyor. O ve Capote’nin, Capote’nin onu bir yıldız yapmaya çalıştığı, hatta başrolde oynaması için kara film klasiği “Laura”nın TV uyarlamasının senaryosunu yazdığı bir yılı da kapsayan yakın bir ilişkisi vardı.

Ann Woodward (Demi Moore)

Capote, 1975’te Esquire dergisinde “La Côte Basque, 1965″i yayınladığında, en tanınabilir karakterlerden biri, gece yarısı kocasını vuran Ann Hopkins’ti.

Ann Woodward da 1955’te aynı olayı yaşadı (kendisini toplum tarafından dışlanmış buldu ve bu suçtan hiç hüküm giymedi). 1955 sonbaharında Woodwards mahallesinde bir dizi hırsızlık meydana geldi. Bir gece geç saatlerde, iddiaya göre bir hırsız olduğundan şüphelenen Ann, pompalı tüfeğini iki kez ateşleyerek kocasını öldürdü. Olayın bir kaza mı yoksa cinayet mi olduğu sorusu hala devam etse de jüri onu suçlamadı. Billy’nin ölümünden sonra toplumun kapısı Ann’e sonsuza kadar kapandı.

Yayınlanan yazının üzerine de, geçmişi herkesin görebileceği şekilde kazılan Ann, aynı yıl bir siyanür hapı alarak kendini öldürdü. Her iki oğlu da intihar ederek ölecekti; her biri farklı zamanlarda Manhattan’da bir pencereden atladı; genç Jimmy annesinden bir yıl sonra 1976’da ve William 1999’da.

Joanne Carson (Molly Ringwald)

Joanne Carson, Capote ile Johnny Carson’la evliyken tanıştı ve New York sosyetesinin bir parçası olmasa da ikisi çok yakınlaştı ve “La Côte Basque”ın yayınlanmasından sonra bile bu durum devam etti.

Joanne hayatının geri kalanını Bel-Air’da yaşadı. Capote’nin Joanne’le kalmak, yazmak, içkiye ara vermek veya her zamankinden daha fazla içmek için sık sık seyahat ettiği görülüyor. Her ne kadar Meksika esintili Kaliforniya dekorasyonuyla, heyecan verici olmayan misafirleri ve devamında gelen partilerle dalga geçse de, Joanne belki de sahip olduğu en sadık arkadaşıydı. Dizide de tasvir edildiği gibi, 1984 yılında 59 yaşında Joanne’in evi Capote’nin öldüğü yerdi.

Bill Paley (Treat Williams)

Bill Paley, CBS’yi kuran adam olarak biliniyor. Ancak yüksek sosyetedeki skandalları takip edenler için o hâlâ, pek çok ilişkisi ona büyük üzüntü veren Babe Paley’nin kocası.

Capote ise çiftin yıllar boyu görüştüğü yakın arkadaşıydı. Ancak daha sonra Capote, en çirkin olaylarından birini “La Côte Basque” da bastı ve Paley’i utandırdı ve Babe’i ise insanların alay konusu haline getirdi.

Jack Dunphy (Joe Mantello)

Capote’nin uzun süre boyunca partneri olan Jack Dunphy, yazmaya başlamadan önce Broadway sanatçısı olarak çalışıyordu. Hiçbir zaman Capote’nin başarısını elde edemese de Dunphy, Capote’nin onlarca yıl boyu yanında kaldı. Capote ile geçirdiği zamanın anısını “Dear Genius” kitabında yayınladı.

John O’Shea (Russell Tovey)

Evli ve dört çocuk babası olan John O’Shea, Truman Capote ile tanıştığında karısını ve çocuklarını geride bırakarak işletme müdürü olarak dünyayı dolaşmaya başladı; içki ve fikir alışverişi partneri oldular. O’Shea, Capote’yi duygusal açıdan kırılgan ve fiziksel olarak yaralamıştı; ancak O’Shea’nın kızı Kerry, Capote’nin hayatının önemli bir parçası olacaktı.

Be the first to comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir