Romy Hausmann’ın romanından uyarlanan Dear Child, Netflix yapımı altı bölümlük bir mini dizi. Merak uyandırıcı bir yapım.
Dizi çat diye konuya giriyor. Ağır yaralı bir kadın ve yaralanmamış, capcanlı gözlerle bakan bir kız çocuk; ormanda yaşanan vur-kaç olayının ardından bulunduklarında, varlıklarını sarmış olan o karanlık sırlar da ortaya çıkmaya başlar.
Romy Hausman’ın uluslararası çok satan aynı adlı romanından uyarlanan Dear Child (orijinal ismi ile Liebes Kind), anne ve kızın esaretten yürek parçalayıcı bir kaçışı ile 13 yıllık bir kayıp şahıs vakası arasındaki bağlantıyı araştırıyor.
Dizi, 2014 yapımı Gone Girl’den 2015 yapımı Room’a kadar (her ikisi de roman uyarlaması) çeşitli ünlü gerilim filmlerini anımsatan unsurlara sahip, ancak akışı kendi rahatsız edici dönüm noktalarıyla birleştiren bir hikayeye sahip.
Altı bölümlük sürükleyici mini dizi birçok gerilim filminin bittiği yerde başlıyor: Bir kadın ormanda kaçar, bir araba ona çarpar ve kızı gibi görünen Hannah ile birlikte ağır yaralanarak hastaneye kaldırılır. Uyandığında kaza öncesi; nerede olduğunu, ne kadar süredir orada olduğunu veya adının ne olduğunu açıklayamıyor. Kesin olan tek şey onun kaçırıldığı, tacize ve tecavüze uğradığı ve kendisini iki çocuğun, Hannah ve erkek kardeşi Jonathan’ın bakımında annelik rolünde bulduğudur.
Netflix’in Gizli Film ve Dizi Kodları
Netflix’in Merak Uyandıran Dizisi: Dear Child
Genç kadının Lena ismiyle hastaneye kaldırılmasının ardından polis memuru Gerd Bühling’in dikkati bu kaza mağdurunun hikayesine çekilir: Bu kadın, 13 yıl önce ortadan kaybolan ve arayıp asla bulamadığı Lena olabilir mi? Meslektaşı Aida Kurz ile birlikte Lena’nın nerede olduğunu, hastanede yaralı bir şekilde yatan kadının ve çocukların kim olduğunu ve nerede tutulduklarını bulmaya çalışır. Başlangıçta her şeyin, kimsenin şüphelenemeyeceği kadar yakından bağlantılı olduğunu söylemeye gerek yok. Dear Child konu anlatımında birden fazla değişiklik gösteriyor ve her zaman heyecan verici olmaya devam ediyor.
İlk Üç Bölüm Tamam Ama Sonra…
Dizinin merak uyandırıcı olay örgüsüyle birlikte ilk üç bölümün heyecan verici oldugunu düşünüyorum ama son üç bölümden, özellikle de final bölümünden aradığım duyguyu yakalayamadım.
Ne arıyordum emin değilim ama o kadar heyecanlı bir anlatımın, neredeyse hiç bir açıklama yapmadan sadece “biz sahneleri gösterelim siz anlayın” tadında kendine has sakinlikte son bulmasını sevmedim. Yaşananlar o kadar yorucu ki, son bölümün hızlıca toparlanmasını istemedim büyük ihtimalle.
Kendimle çelişen diğer düşüncem de şu; dizinin yapım ekibi faille ilgilenmiyor, kaçırılan karakterlerin kendilerini bu zor anlardan, yaşananlardan nasıl kurtarmaya çalıştıklarına, neler yaşadıklarına odaklanıyor.
Netflix’te Yayınlanan Dear Child Dizisinin Kadrosunda Kimler Var?
****Spoiler içerebilir.*****
Dear Child’ın tüm oyuncu kadrosu dizi boyunca ikna edici performans sergiliyor ama diziye en büyük gerilimi verenler kadın karakterler: Kim Riedle, Jasmin’i / Lena’yı o kadar ikna edici bir şekilde canlandırıyor ki karakteri izledikten uzun süre sonra da yanınızda götürüyorsunuz. Beyni yıkanmış, ruhu kırılmış bir kadını oynamakla, kaçırılmadan önceki o güçlü halini canlandırmak arasında gidip gelmesi güçlü yönlerdendi. Jasmin kurban olmak istemiyor ve bu yüzden aynanın önünde durup kendi içinde savaş verdiği sahneler çok güçlü.
Naila Schuberth, akıllı ama aynı zamanda son derece soğuk ve kontrolcü olabilen 12 yaşındaki Hannah’yı canlandırıyor. Mantrası: ” Her şeyi doğru yapıyorum.”
Hailey Louise Jones, kocaman bir kalbi olan ama kaçırılan kadın ve çocukları bulmaya gelince acımasız olan polis memuru Aida Kurt’u canlandırıyor. Ve son olarak Julia Jenkins, kızının 13 yıl önce ortadan kaybolmasının ardından günlük yaşamda hayatta kalmaya çalışan Lena’nın annesini canlandırıyor.
Geçmişe dönüşlerde gösterilen ve 13 yıl önce bir partiden sonra iz bırakmadan ortadan kaybolan Lena’yı da Jeanne Goursaud canlandırıyor.
Hans Löw, Lena’nın ortadan kaybolmasıyla birçok kez sinir krizinin eşiğine gelen polis memuru Gerd Bühling’i canlandırıyor. Kızının hala hayatta olduğuna inanan Lena’nın babasının rolü Justus von Dohnányi tarafından canlandırılıyor. Ve Sammy Schreib, Hannah’nın ablasının aksine kurtarıldığında tamamen perişan olan erkek kardeşi Jonathan’ı canlandırıyor.
Dear Child Altı Bölümden Oluşan Mini Dizi
Dear Child, Netflix’te son aylarda yayınlanan en heyecan verici gerilim dizilerden olabilir. Bu elbette Romy Hausmann’ın hikayesinden kaynaklanıyor ve aynı zamanda oyuncuların performanslarından.
Dizinin eş yazar ve yönetmeni Julian Pörksen şu açıklamayı yapıyor: “Bunların hepsi hasarlı karakterler: bir suçtan ciddi şekilde yaralanan ve bununla çok farklı şekilde başa çıkan insanlar. Fail genellikle bu tür dizilerin odak noktasıdır ve yüceltilir. Gizemli ve karanlık bir güç olarak. Bizde durum böyle değil. Ve her bakımdan olağanüstü olan bir ana karakter var. Özel bir dünya görüşüne, özel bir konuşma, düşünme ve deneyimleme tarzına sahip bir kadın.”
Ortak yapımcı Friederich Oetker’e göre ise Dear Child; özellikle travmatik deneyimlerden kaynaklanan iç acıyı keşfetmekle ilgileniyor.
“İç ve dış hapishane motifini özellikle ilginç buldum: Kaçmayı başarsanız bile iç hapishanenizi de yanınızda götürürsünüz. Kendini bundan kurtarmalısın.”
