Bu yazı Aralık 2021 tarihinde güncellendi.
Netflix’in 2 Ekim 2020’de yayınladığı dizi “Emily in Paris”, sırf çekildiği şehirden ötürü kendini izlettirmeye adaydı zaten. Ki öyle de oldu. Yayınladığı zaman ilk 28 gününde dünya genelinde 58 milyon aboneye ulaşarak 2020’nin en popüler dizisi olmuştu.
Ve şimdi hikaye kaldığı yerden devam ediyor. 22 Aralık günü ikinci sezonu yayınlanan dizi, Paris başta olmak üzere tüm lokasyonlarıyla insanın radarına giriyor.
İlk sezonu henüz izlemeyeler için dizinin konusu ise şöyle; Chicago’da pazarlama yöneticisi olarak çalışan Emily Cooper (Lily Collins), Paris’te hayalindeki işe başlamasıyla birlikte doğal olarak yeni bir maceraya adım atar. Orada, şirkete bir “Amerikan perspektifi” getirmekle görevlendirildi (Amerikan perspektifi halihazırda dünyanın dört bir yanındaki insanların gırtlağından yeterince geçmemiş gibi…).
Sex and the City’nin yaratıcısı Darren Star tarafından hayata geçirilen Emily in Paris, keyif aldığımız klişelerden besleniyor. Bu klişeler bazı sahnelerde “ama bu tam bir klişe, daha neler” dedirtiyor tabii… Neyse, ilk etapta bana + bize lazım olan şey dizinin çekildiği şehir Paris.
Emily in Paris İkinci Sezonda Neler Olacak?
Emily, dizinin ikinci sezonunda biraz “büyüyecek”. Paris’teki hayata daha fazla alışacağı ve 2. sezonda, yaşadığı dünyanın dokusunun daha çok bir parçası olacağı bilinenlerden. Ayakları daha çok yere basan ve şehrin sakini gibi davranan bir Emily bekliyor bizi.
Dizinin yapımcısı Darren Star ikinci sezon için şunları söylüyor; “İlk sezonda Paris’te Emily’yi doyurduk ve 2. sezon daha az beceriksiz bir Emily ve daha gerçek olay örgüsü sunmaya hazır. İlk sezon, işteki yeni arkadaşlarını ve kiminle tanıştığını gerçekten keşfetmek için yalnızca on bölüm vardı.”
Emil in Paris İkinci Sezon Ne zaman?
Dizinin ikinci sezonu 22 Aralık günü Netflix’te yayınlandı. Üçüncü sezon konusunda ise henüz resmi bir açıklama gelmedi.
Emily in Paris Dizisi ile Paris Turu
Emily in Paris’in ikinci sezonundan başlayarak, birinci sezon da dahil olmak üzere, dizinin çekildiği yerleri aşağıda bulabilirsiniz.
Emily in Paris’in 2. sezonun bir bölümünü Fransız Rivera’sında bulunan ve muhteşem bir sahil kasabası olan St. Tropez’de geçiyor.
Gare du Nord
Paris’ten kaçmak ve Gabriel ile öpüşmelerinin yarattığı suçluluk duygusuyla başa çıkmak isteyen Emily, Mathieu Cadault (Charles Martins) ile birlikte Saint-Tropez’e bir hafta sonu gezisine çıkar. Ancak Paris’teki muhteşem, sanat dolu uluslararası tren istasyonu Gare du Nord’dan ayrıldıktan sonra, Mathieu onu Gabriel ile bir telefon görüşmesinde yakalar ve yolculuğun ortasında sinirli bir şekilde trenden ayrılır ve Emily’yi Fransız Rivierası’na giderken yalnız bırakır.
Grand-Hôtel du Cap-Ferrat
Ah, tatlı hayat! Emily, Saint-Tropez’e vardıktan sonra, Fransız Rivierası’nda “Fransa Sarayı” olarak nitelendirilen bir Four Seasons oteli olan göz alıcı Grand-Hôtel du Cap-Ferrat’a uğrar. Okyanus manzarasına sahip otel, aslında Saint-Tropez yerine Saint-Jean-Cap-Ferrat’ta yer almaktadır ve birçok film ve televizyon programında görünmüştür.
Villefranche-sur-Mer
Gezisi sırasında Emily, Saint-Tropez’in doğusunda yer alan yerel mağazalar, şarap butikleri ve tarihi mimariyle dolu küçük bir Akdeniz köyü olan Villefranche-sur-Mer’de geziniyor.
Père Lachaise Cemetery
Paris’e döndüğünde, Emily’nin iş arkadaşı Luc (Bruno Gouery), onu şehrin en büyük mezarlığı olan tarihi Père Lachaise’i ziyaret ettikleri bir öğle yemeğine çıkarır. Birlikte, Oscar Wilde, Jim Morrison ve Édith Piaf ve yazar Honoré de Balzac da dahil olmak üzere mezar ziyareti yaparlar.
Galeries Lafayette
Emily, yeni sınıf arkadaşı Petra (Daria Panchenko) ile takılırken, Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi olan Galeries Lafayette’te biraz alışveriş yapıyor.
Le Champo Cinema
Emily ve Luc birlikte François Truffaut’un romantik draması Jules et Jim’i görmek için 1938’de Paris’in Latin Mahallesi’nde kurulmuş ünlü bir sanat sineması olan Le Champo Cinema’yı ziyaret eder.
The Seine River
Beşinci bölümde, Emily’nin çalıştığı şirket Savior, Eyfel Kulesi’nin arkasında Seine nehrinde yüzen büyük bir açık gezi teknesi olan bateaux mouche’de bir partiye ev sahipliği yapıyor.
Le Raidd
Başka bir gece, Emily ve Julien, Paris’in Beaubourg bölgesindeki Le Raidd adlı bir bara giderler. Kendine özgü gösterileriyle tanınan Le Raidd, Time Out tarafından şehrin en iyi 100 barından biri olarak seçilmiş.
Palace of Versailles
Emily, ikinci sezonda Versailles Sarayı’nda düzenlenen bir defile üzerinde çalışıyor. Fransız Cumhuriyeti’ne ait olduğundan beri genellikle yılda yaklaşık 15 milyon ziyaretçiyi ağırlayan popüler bir turistik yere dönüştürülmüştür.
Emily in Paris Birinci Sezon Lokasyonları
Champs-Elysées ve Les Invalides ile başlayan göz kamaştıran bir geçit söz konusu. Dizide karşımıza çıkan gösterişli Pont Alexandre III köprüsü, Woody Allen’ın yönettiği Midnight in Paris filminde de daha önce gözümüzün önündeydi.
Emily karakterinin Palais Garnier’de katıldığı operada, Le Grand Véfour’da (Paris’te ilk büyük restoran olarak hizmet vermeye başlayan) yediği yemekte hiç gözüm yok. Gönlü hoş olsun!
Lunapark müzesi olan Musée des Arts Forains ve olmazsa olmaz Jardin du Luxembourg / Lüksemburg Bahçesi karakterimizin vakit geçirdiği noktalardan.
Dizinin ilerleyen bölümlerinde karşımıza çıkacak olan, 2018 yılında açılan ve 1800’lü yıllarda işlev gören eski bir fabrikadan dönüştürülen L’Atelier des Lumières isimli sanat merkezi de “normal” zamanda ziyarete açık.
Üzüm bağlarının arasında gezindiği sahneler ise Le Château de Sonnay isimli kalenin çekim seti olarak kullanılmasının eseri. Ah!
